steig

listen to the pronunciation of steig
Немецкий Язык - Турецкий язык
(Drachen; Kspz.) hava-landirmak °end mus. (Intervall) cikici, cikisli, yukanlak; -e Tendenz (Börse) tereffüe temayül; in -em Umfang gittikce artan derecede -er m madenci ustabasisi
(steiler Pfad) sarp patika -eisen n krampon; tirmanma demiri; direk mahmuzu -en l. yukan cikmak
m keci (od. hirsiz) yolu; patika -bügel m l. üzengi
(in den Kopf) basina vur-mak; carpmak
(anwachsen) cogalmak, artmak, tezayüt etm
(Preise, Temperatur usw.) yük-selmek, farklanmak
(Pferd) sahlanmak; saha kalkmak
(zu Pferd) ata binmek
(Drachen; Kspz.) havalanmak; ~ und fallen (Wert, Kurs) temevvüç etm.; im Preis ^ pahalilanmak; im Wert ^ (Grundstück) seref bulmak; Die Aktien stiegen aufs doppelte. Aksiyonlar iki misline yükseldi. ^ lassen l. yükseltmek, artirmak
(auf e-n Baum) agaca tirmanmak
(vom Pferd) attan inmek
(Antritt) ayaklik
an. üzengi kemigi; azmi rikäbi; j-m den ^ halten ßg. b-nin ilerlemesine yardim etm. -e / l. (Treppe, Leiter) merdiven
Английский Язык - Турецкий язык

Определение steig в Английский Язык Турецкий язык словарь

increasing
{s} çoğalan
increasing
artan

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

Artan bir şekilde yardımına ihtiyacım var. - I increasingly need your help.

scramble
{f} karıştırmak
increasing
artırıcı
increasing
yükseltme
increasing
artağan
increasing
(Kimya) artma

Cinayetlerin sayısı Japonya gibi bir ülkede bile artmaktadır. - The number of murders is increasing even in a country like Japan.

Trafik kazalarının sayısı giderek artmaktadır. - Traffic accidents are increasing in number.

scramble
çekişmek
increasing
{i} artış
increasing
{f} art

Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır. - The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

scramble
itişip kakışmak
scramble
dalaşma
increasing
artarak
increasing
{i} artırma

Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı. - Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.

increasing
(isim) artırma
increasing
(sıfat) çoğalan
scramble
tırmanarak gitme
scramble
kapış
scramble
kapma
Немецкий Язык - Английский Язык
via ferrata
scramble
increasing

Even though student numbers are increasing, on the whole, fewer scholarships have been granted. - Obwohl die Studierendenzahlen steigen, wurden insgesamt weniger Stipendien ausbezahlt.

Generally speaking, savings are increasing. - Allgemein gesagt steigen die Spareinlagen.

Steig- und Sinkmesser
rate-of-climb indicator
Steig- und Sinkmesser
rate-of-climb-and-descent indicator /RCDI/
Steig- und Sinkmesser
vertical speed indicator /VSI/
Steig- und Sinkmesser
variometer
Steig- und Sinkmesser
vertical velocity indicator /VVI/
Steig
upstream