In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
I can't help thinking my father is still alive.
- Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.
The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family.
- Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.
Tom drives a truck for a living.
- Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.
He makes a living as a salesman.
- Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
Raise your right hand.
- Sağ elinizi kaldırın.
Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
I have a right wing neighbor.
- Sağ görüşlü bir komşum var.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
The air by the sea is pure and healthy.
- Deniz havası saf ve sağlıklıdır.
Tom used to sit on my right in science class.
- Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.
He turned to the right instead of turning to the left.
- O, sola dönme yerine sağa döndü.
You're young. You have your whole life ahead of you.
- Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.
She prepares wholesome meals for her family.
- Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.
To our great relief, she returned home safe and sound.
- Çok rahatladık, o, eve sağ salim döndü.
To my relief, he came home safe and sound.
- Rahatladım, o, eve sağ salim geldi.
Tom survived unharmed.
- Tom sağ salim kurtuldu.
All the hostages were released unharmed.
- Tüm rehineler sağ salim serbest bırakıldı.
They arrived here safely yesterday.
- Onlar buraya dün sağ salim geldiler.
He arrived here safely yesterday.
- Dün sağ salim buraya geldi.
Tom is left-handed, but he writes with his right hand.
- Tom solaktır, ancak sağ eliyle yazar.
Raise your right hand.
- Sağ elinizi kaldırın.
Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving.
- Onların yarısından daha az sağ kalanı ile beş yüz asker şehre gönderildi.
People who are not in a hurry stand on the right side of the escalator.
- Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.
Taro is on the right side of his mother.
- Taro, annesinin sağ tarafında.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
Taro is on the right side of his mother.
- Taro, annesinin sağ tarafında.
The property left him by his father enables him to live in comfort.
- Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.
His salary enables him to live in comfort.
- Maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağlar.
This programme allows you to stay informed.
- Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
A true democracy allows free speech.
- Gerçek demokrasi ücretsiz konuşma sağlar.