I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
To maintain a friendship, there must be mutual affection.
- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olması gerekir.
Women use talking to maintain personal relationships.
- Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
I want to continue to help women.
- Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
Do you intend to pursue your education?
- Eğitimini sürdürmek istiyor musun?
After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
- Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
We intend to persist.
- Biz sürdürmek istiyoruz.
He had to lead a miserable life for many years.
- O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.
It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
- Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
I had to keep moving.
- Hareket etmeyi sürdürmek zorunda kaldım.
It is easy to make a man one's friend, but hard to keep him so.
- Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Napoleon was exiled to St. Helena.
- Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
You'd better not have driven my car.
- Keşke arabamı sürmeseydin.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.