Önemli bir rolüm var.
- I have an important role.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Tom'un erkek rol modeline ihtiyacı var.
- Tom needs a male role model.
O bizim için harika bir rol modeliydi.
- She has been a wonderful role model for us.
Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.
- Parents should be role models for their children.
Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
- Tom believes in traditional gender roles.
Sami, Leyla'nın oyununda farklı roller oynadı.
- Sami played different roles in Layla's play.
We get role cards in drama class telling us what our characters will be.
... care, the role of government, and governing, with an emphasis throughout on differences, ...
... And he wants to know, did you have a role model as a child, ...