Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.
- I've heard that Tom buys things on the black market.
Umarım sizin için işler yolunda gidiyordur.
- I hope things have been going well for you.
Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu.
- So far as he was concerned, things were going well.
Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.
- My grandmother likes to weave things.
Tom'un çoğunlukla olayları hatırlama sorunu var.
- Tom often has trouble remembering things.
Tom olaylar hakkında biraz daha olumlu olmayı öğrense, büyük olasılıkla insanlar ondan biraz daha hoşlanır.
- If Tom would learn to be a little more positive about things, people would probably like him a bit more.
Ortalık vahşileşmek üzere.
- Things are about to get wild.
Koşullar sadece daha kötüleşecek.
- Things are only going to get worse.
Koşullar hızla değişiyor.
- Things are changing fast.
İlişkiler daha kötü oluyorlar.
- Things are getting worse.
İlişkiler çirkinleşiyor.
- Things are getting ugly.
Tom gittikten sonra buralarda gidişat aynı olmayacak.
- Things won't be the same around here after Tom leaves.
Gidişat çok hızlı değişir.
- Things change too quickly.
Umarım vaziyet çok değişmez.
- I hope things don't change too much.
Onlar mevcut durumdan memnun.
- They are content with things as they are.
Ortak çok şeyimiz var: örneğin hobilerimiz, eğitim durumu.
- We have many things in common: hobbies, educational backgrounds, for instance.
Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.
- I've heard that Tom buys things on the black market.
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Ole Golly just had indoor things and outdoor things.... She just had yards and yards of tweed which enveloped her like a lot of discarded blankets, which ballooned out when she walked, and which she referred to as her Things. —Louise Fitzhugh, Harriet the Spy (1964).