İki kere ölç, bir kere kes.
 - Measure twice, cut once!
Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
 - Tom shot Mary twice in the leg.
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
 - He is twice as old as I.
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
 - This tunnel is twice as long as that one.
Komite ayda iki kez toplanır.
 - The committee meets twice a month.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
 - Brush your teeth twice a day at least.
İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
 - I've climbed Mt. Fuji twice.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
 - The plane circled the airport twice after taking off.