Bob kendi başına bu çileyi aşmak zorundadır.
- Bob has to get through this ordeal on his own.
Tom kendi başına çekip çeviremez.
- Tom can't manage on his own.
Onu tek başıma yapmayı tercih ederim.
- I prefer to do it on my own.
Tek başıma çalışmayı tercih ederim.
- I prefer to work on my own.
İşi kendi kendime bitirdim.
- I finished the job on my own.
Böyle kendi başınıza gitmenizden hoşlanmıyorum.
- I don't like you going off on your own like this.
Bunu kendi başınıza yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?
- Do you think you can do that on your own?
Tom ve Mary onu kendi kendilerine yapıyorlar.
- Tom and Mary are doing that on their own.
A seven-year-old can get dressed on his own, but it might take a long time.
... that will free man from the limits of his own muscle ...
... So Jim goes to the hospital nine months later, smashes the hospital window, kidnaps his own ...