Tom is an extraordinary person.
- Tom olağanüstü bir kişidir.
Tom got extraordinary grades.
- Tom'un olağanüstü dereceleri var.
You're really incredible.
- Sen gerçekten olağanüstüsün.
I thought it was incredible.
- Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.
Tom lived in a spectacularly beautiful place.
- Tom olağanüstü manzaralı güzel bir yerde yaşadı.
The view from the mountain top was spectacular.
- Dağın tepesinden manzara olağanüstüydü.
Sherlock Holmes had exceptional problem-solving skills.
- Sherlock Holmes'ün olağanüstü problem çözme becerileri vardı.
Tom was an exceptional leader.
- Tom olağanüstü bir liderdi.
Tom got extraordinary grades.
- Tom'un olağanüstü dereceleri var.
Tom was extraordinarily handsome.
- Tom olağanüstü yakışıklı idi.
You're a remarkable person.
- Sen olağanüstü bir insansın.
Tom has a remarkable memory.
- Tom'un olağanüstü bir hafızası var.
They are the extreme cases.
- Onlar olağanüstü durumlar.
Iceland was fantastic.
- İzlanda olağanüstüydü.
He has an outstanding talent for music.
- Onun müzik için olağanüstü bir yeteneği var.
Ichiro is an outstanding baseball player.
- Ichiro olağanüstü bir beyzbol oyuncusu.
Tom did a phenomenal job.
- Tom olağanüstü bir iş yaptı.
Given the right conditions, compost worms can reproduce at a phenomenal rate.
- Doğru koşullar göz önüne alındığında, kompost solucanları olağanüstü bir hızla üretebilir.
The resemblance is uncanny.
- Benzerlik olağanüstü.
I have to go to a special meeting.
- Olağanüstü bir toplantıya gitmem gerekiyor.
Tom lived in a spectacularly beautiful place.
- Tom olağanüstü manzaralı güzel bir yerde yaşadı.