Tom spent the whole day reading in bed.
- Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.
Tom had a hunch that Mary had spent the day reading comic books.
- Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.
a reading of the current situation.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
I never read that book.
- O kitabı hiç okumadım.
I'm reading the New York Times.
- New York Times'ı okuyorum.
They are reading their newspapers.
- Onlar kendi gazetelerini okuyor.