obrigkeit

listen to the pronunciation of obrigkeit
Немецкий Язык - Турецкий язык
en {'o: brihkayt} e hükümet makamları
[die] üst düzey yetkililer; hükümet
Английский Язык - Турецкий язык

Определение obrigkeit в Английский Язык Турецкий язык словарь

authority
otorite

Tom konu hakkında bir otorite. - Tom is an authority on the subject.

Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir. - My elder brother is an authority on philosophy.

authority
{i} uzman

O, alanında bir uzmandır. - He's an authority in his field.

Tom, alanında bir uzmandır. - Tom is an authority in his field.

authorities
yetkililer

Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir. - Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.

Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu. - The authorities have been hiding the facts from the public.

authorities
(Ticaret) resmi merciler
authority
velayet
authority
(Havacılık) makan
authority
erbap
authorities
yetkili

Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu. - The authorities have been hiding the facts from the public.

Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi. - The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.

authority
yetkili
authority
yetke
authorities
yetkili makamlar

Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti. - His best friend ratted him out to the authorities.

authorities
kaynakça
authority
{i} yetki belgesi
authority
{i} bilirkişi
authority
{i} nüfuz
authority
{i} yetke, otorite. the authorities yetkili kişiler
authority
{i} itibar
Немецкий Язык - Английский Язык
magistracy
authorities
authority
weltliche und kirchliche Obrigkeit
temporal and spiritual authorities