I cannot believe you did not see him then.
- O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
Tom has lived in Boston since then.
- Tom o zamandan beri Boston'da yaşamaktadır.
Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
We have been friends ever since.
- O zamandan beri arkadaşız.
I was off duty at the time.
- Ben o zaman görevde değildim.
Tom claims he was drunk at the time.
- Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Tom hasn't seen Mary since then.
- Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.
Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?