Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Az daha bir suça bulaşacaktım.
- I came near to getting involved in a crime.
Yakında bir telefon var mı?
- Is there a telephone near by?
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Yakınlarda ucuz bir otel biliyor musun?
- Do you know a cheap hotel nearby?
Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- There is a flower shop near by.
Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.
- He was nearly hit by the car while crossing the street.
Yolumu nehir civarında kaybettim.
- It was near the river that I lost my way.
Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
- Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
Pencerenin yanında olan ön sırada Tom'un yanına oturmayı tercih ediyorum
- I prefer to sit in the front row near the window next to Tom.
Yerinde olsam onun yanına gitmem.
- I wouldn't go near it if I were you.
Amerikalı bir öğrenci benim evin yanında yaşıyor.
- A student from America lives near my house.
Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
- Tom spent the night in the small cabin near the lake.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
- Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.
- He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.
- There's a nice Thai restaurant near here.
Onlara yaklaşmak istemiyorum.
- I don't want to go near them.
Ona yaklaşmak istemiyorum.
- I don't want to go near him.
Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.
- In the near future, we will be able to put an end to AIDS.
Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.
- It is said that there will be a big earthquake in the near future.
The goalkeeper saved a shot from the striker at his near post.
Çatallar yıllardır Avrupa'da ve Yakın Doğu'da kullanılıyordu, ama yalnızca yemek pişirmek için.
- Forks were used for many years in Europe and the Near East, but only for cooking.
Neredeyse araba beni ezecekti.
- I was nearly run over by a car.
O oraya varmadan önce, neredeyse hava kararacak.
- By the time she gets there, it will be nearly dark.
Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk.
- We nearly had an accident when the car brakes jammed.
Saat yaklaşık olarak altıdır.
- It's nearly six o'clock.
Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor.
- The world population is expanding at the rate of nearly 90 million people a year.
Giriş sınavımız çok yakındı.
- Our entrance examination was near at hand.
Noel yakın, değil mi?
- Christmas is near at hand, isn't it?
Bana yaklaşma, soğuk almışım.
- Don't come near me. I have a cold.
O köpeği yanıma yaklaştırma!
- Don't let that dog come near me!
Ona yakın olmak istiyor musunuz?
- Do you want to be near him?
Onlara yakın olmak istiyor musunuz?
- Do you want to be near them?
The end is near.
I'm near sighted.
It shied, balked, and whinnied, and in the end he could do nothing but drive it into the yard while the men used their own strength to get the heavy wagon near enough the hayloft for convenient pitching.
The voyage was near completion.
The two words are near synonyms.
The fire was almost dead, the chamber near dark.
Tom has been gone for nearly three years.
- Tom has been gone nearly three years.
I am nearly forty and still unmarried.
- I am nearly forty and still not married.
It's raw, this kind of work, and near the knuckle: unsupported by music, lighting, video screen, it's just you and them, you and them and the dead,.
The crowd drew near to the speaker.
... they only apply when you get near the speed of light or near a black hole. We use Newton's ...