ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
- In den USA ist es illegal, Menschen zu foltern, um von diesen Informationen zu erhalten.
İnsanlar sevilmek istiyor.
- Die Menschen möchten geliebt werden.
Kadar iki kişinin birbirini aramadan bulmasıdır.
- Schicksal ist, wenn zwei Menschen sich finden, die sich nie gesucht haben.
Eminim ki halkın seni özlüyordur.
- I'm sure your folks miss you.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
Afrika folklorü çok ilginçtir.
- African folklore is very interesting.
Bu akademik bildiride, Almanya ve Hollanda folklorlarını karşılaştırıyorum.
- In this paper, I compare the folklores of Germany and Holland.
Size yardım edebilir miyim millet?
- Can I help you folks?
Benim millet bana onun hakkında hikayeler anlatırdı.
- My folks used to tell me stories about that.
Siz insanlarla çalışmak bir zevkti.
- It was a pleasure working with you folks.
Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
- In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
Halk müziğiyle çok ilgileniyorum.
- I'm very interested in folk music.
Tom halk müziği ile çok ilgileniyor.
- Tom is very interested in folk music.
Bu şanslı varlıklardan biri Hans'tı.
- One of these lucky beings was Hans.
İnsanlar bilinçli varlıklardır.
- Humans are conscious beings.
Humans are the vehicles that genes use to propagate themselves.
- Die Menschen sind die Vehikel, die die Gene nutzen, um sich zu vermehren.
Humans were never meant to live forever.
- Die Menschen waren nie dazu gedacht, ewig zu leben.