Tom'un bazı gerçekten acı anıları vardı.
- Tom had some really painful memories.
Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.
- Tom has fond memories of Mary.
Hatıralar için teşekkürler.
- Thanks for the memories.
Belki hatıralarım bana oyun oynuyor.
- Maybe my memories are playing tricks on me.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.
- She had begun to recede in my memory.
Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
- Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
O iyi bir hafızaya sahiptir.
- He has a good memory.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
- You have a good memory.
Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
- Dan had no memory of what he had done.
Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.
- I have a dim memory of my grandmother.
Babamın anısına bir şiir yazdım.
- I wrote a poem in memory of my dad.
Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
- They erected a statue in memory of Gandhi.
This data passes from the CPU to the memory.
Happiness is nothing more than good health and a bad memory.
I have no memory of that event.
The Roberts Court seems to be the most politically conservative in living memory.
... you have these memories of writing songs all over the world. ...
... precious memories of your life. ...