The scenery was beyond description.
- Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
This is the finest view I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara.
Situated on a hill, his house commands a fine view.
- Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var.
I gazed out of the window at the landscape.
- Pencereden dışarı manzaraya baktım.
The landscape is unfamiliar to me.
- Manzara bana tanıdık değil.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
The scenery was too beautiful for words.
- Manzara kelimelerle anlatılamayacak kadar çok güzeldi.
It was a beautiful sight.
- Güzel bir manzaraydı.
The scene of the car accident was a horrifying sight.
- Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
This place is famous for its scenic beauty.
- Bu yer manzarasının güzelliği ile ünlüdür.
Japan is famous for its scenic landscapes.
- Japonya, doğal manzaraları ile ünlüdür.
It's a spectacle you won't forget.
- Bu unutmayacağın bir manzara.
He took a picture of the beautiful landscape.
- Güzel manzaranın bir resmini çekti.
Why don't you take some pictures of yourself with scenery of Boston in the background?
- Neden arka planında Boston manzarası olan kendine ait bazı resimler çekmiyorsun?
The hotel has a good prospect.
- Otelin güzel bir manzarası var.