Corn is the most highly subsidized crop in America.
- Mısır, ABD'de en çok mali destek alan tarım ürünüdür.
Crows all but destroyed the farmer's field of corn.
- Kargalar çiftçinin mısır alanını harap ettiler.
The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world.
- Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.
Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor.
- Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.
Anthony was respected by the Egyptians.
- Anthony'ye Mısırlılar tarafından saygı gösterilirdi.
Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor.
- Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.
France has banned a strain of genetically modified maize.
- Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.
I eat cornflakes for breakfast.
- Kahvaltı için mısır gevreği yerim.
I can't start the day without my morning cereal.
- Mısır gevreğimi yemeden güne başlayamam.
Tom usually eats a bowl of cereal for breakfast.
- Tom genellikle kahvaltı için bir kase mısır gevreği yer.
Tom followed John across a cornfield.
- Tom bir mısır tarlasınında John'u izledi.
I bought myself this superfast popcorn machine as a Christmas present.
- Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.
Tom took a handful of popcorn from the bowl.
- Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.