I'm not available right now.
- Şu anda müsait değilim.
Is John available now?
- John şu an müsait mi?
I'll leave tomorrow, weather permitting.
- Hava müsait olursa, yarın gideceğim.
We'll have a picnic tomorrow, weather permitting, of course.
- Yarın bir piknik yapacağız, hava müsait olursa, elbette.
The mayor is unavailable at the moment.
- Belediye başkanı şu anda müsait değil.