O radyoda İspanyolca öğrenmeye başladı.
- Er begann Spanisch im Radio zu lernen.
Esperanto öğrenmeye başladın.
- Du hast angefangen, Esperanto zu lernen.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Biz Fransızca öğrenerek çok eğleniyoruz.
- We're having a lot of fun learning French.
Yaratıcılığım modern dilleri öğrenerek bir çıkış noktası buluyor.
- My creativity finds an outlet through learning modern languages.
Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur.
- Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
- Tom has lost interest in studying French.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
O Esparanto öğrenirken olmadı.
- That didn't happen when I was learning Esperanto.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Bilgiye değer verip öğrenmek Yahudilerin tekelinde değildir.
- Learning and cherishing data are not just the domain of Jewish people.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Ben bir bilim öğrenmekteyim.
- I have been learning a science.
Smith has spent years studying the effects of sleep and sleep loss on memory and learning.
- Smith hat jahrelang die Auswirkungen von Schlaf und Schlafmangel auf das Gedächtnis und das Lernen untersucht.
Learning a foreign language is difficult.
- Eine Fremdsprache zu lernen, ist schwierig.