Üzgünüm seninle aynı düşüncede değilim.
- Es tut mir leid, ich teile Deine Meinung nicht.
Üzgünüm ama ben bu projeye karşıyım.
- Es tut mir leid, aber ich bin gegen dieses Projekt.
Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
- I know you don't want to hurt Tom.
Ben asla onun kalbini kırmak istemedim.
- I never meant to hurt him.
Yaralı olmadığına memnun oldum.
- I'm glad you weren't hurt.
Yaralı değilsin, değil mi?
- You're not hurt, are you?
Senin kalbini kırmak istemiyorum.
- I don't want to hurt you.
Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt them.
I'm sorry, I don't have change.
- Tut mir leid, ich habe kein Kleingeld.
Why are you sorry for something you haven't done?
- Wieso tut dir etwas leid, das du nicht gemacht hast?