It is polite of him to write me back at once.
- Onun bana hemen yanıt yazması kibarlıktır.
It's polite to say itadakimasu before eating one's meal.
- Biri yemeğini yemeden önce afiyet olsun demek kibarlıktır.
You're really too kind.
- Sen gerçekten çok kibarsın.
Mary takes Bill's kindness for granted.
- Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
Be courteous and respectful.
- Kibar ve saygılı olun.
You should try to be more polite.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
You must be polite to your elders.
- Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.
Sir Harold is a fine English gentleman.
- Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
Basset hounds are gentle dogs.
- Basset tazıları kibar köpeklerdir.
The Browns are an elegant and happy family.
- Brownlar kibar ve mutlu bir ailedir.
He met a nice young man.
- O, kibar genç bir adamla tanıştı.
He is very nice. He never speaks ill of others.
- O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
I will write him a civil answer.
- Ona kibar bir cevap yazacağım.
Tom is one of the most decent men I know.
- Tom tanıdığım en kibar erkeklerden biri.
He is a very gallant gentleman.
- O çok kibar bir beyefendidir.