It is too early to get up.
 - Kalkmak için çok erken.
It was his habit to get up early.
 - Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.
Amy made an effort to stand up.
 - Amy ayağa kalkmak için bir çaba sarfetti.
I'd like to stand up.
 - Ayağa kalkmak istiyorum.
She got up to answer the phone.
 - O, telefona cevap vermek için kalktı.
Got up at six, and left home at seven.
 - Altı kalktım, ve yedide evden ayrıldım.
The plane was about to take off.
 - Uçak kalkmak üzereydi.
The plane is about to take off for Paris.
 - Uçak Paris için kalkmak üzere.
What time do you usually get up?
 - Genellikle saat kaçta kalkarsın?
I usually get up at about six-thirty.
 - Genellikle saat altı otuz civarında kalkarım.
Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
 - Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.
Early to bed, early to rise makes a man healthy, wealthy and wise.
 - Erken yatmak, erken kalkmak bir insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar.
The plane is about to take off.
 - Uçak kalkmak üzeredir.
Their plane will soon take off.
 - Onların uçakları yakında kalkacak.
The train's about to leave. Hurry up.
 - Tren kalkmak üzere. Acele et.
The train for Cambridge leaves from Platform 5.
 - Cambridge treni 5. platformdan kalkmaktadır.
The plane is about to take off for Paris.
 - Uçak Paris için kalkmak üzere.
The plane was about to take off.
 - Uçak kalkmak üzereydi.