Mom remained in the car while Dad shopped.
- Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.
Jefferson remained calm.
- Jefferson sakin kaldı.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
I want to stay here longer.
- Burada daha uzun kalmak istiyorum.
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
- Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The hotel remains closed during the winter.
- Otel kış boyunca kapalı kalır.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.