The musician shook his head and pushed his little piano away.
- Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
You can do it if you put your mind to it.
- Eğer kafanıza koyarsanız onu yapabilirsiniz.
It took a load off my mind when our team won the championship.
- Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
- Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.
Tom has a tattoo of a skull on his chest.
- Tom'un göğsünde bir kafatası dövmesi var.