They say love is blind.
 - Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
Even a blind squirrel finds an acorn sometimes.
 - Kör bir sincap bile bazen bir meşe palamudu bulur.
Television can dull our creative power.
 - Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.
The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
 - Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
You must be blind as a bat if you couldn't see it.
 - Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.
Without his glasses, he is as blind as a bat.
 - O, gözlükleri olmadan bir yarasa kadar kördür.
The pencil is blunt. It needs sharpening.
 - Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.
The knife was so blunt that I could not cut the meat with it and I resorted to my pocket knife.
 - Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.