You must not write a letter with a pencil.
- Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
- Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
Can I pay here via Kontaktlos?
- Burada Kontaktlos ile ödeme yapabilir miyim?
Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.
- Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı.
Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.
- Fadıl'ın çocukları, annelerinin zihinsel durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte yaşamaya başladılar.
Abraham got into a fight with Joseph because of Lucy.
- Abraham, Lucy için Joseph ile kavga etti.
Butterflies can communicate using ultraviolet signals.
- Kelebekler mor ötesi ışın kullanarak iletişim kurabilirler.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
We communicate by means of language.
- Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
He has always associated with large enterprises.
- O her zaman büyük işletmeler ile ilişki kurmuştur.
The Voodoo religion is associated with Haiti.
- Voodoo dini Haiti ile ilişkilidir.
One plus two equals three.
- Bir ile ikiyi toplarsanız sonucu üç olur.
The police arrested a suspect in connection with the robbery.
- Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
Sooner or later, every parent has to have a talk with their children about the birds and the bees.
- Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.
Your face covered with cum.
- Yüzün meni ile kaplı.
Tom got back together with Mary.
- Tom Mary ile geri döndü.
Some furniture is put together with glue.
- Bazı mobilyalar tutkal ile monte edilir.
Sami pushed the chair a little further.
- Sami sandalyeyi biraz daha ileri itti.
We had to push our way through the crowd.
- Kalabalığı yararak ilerledik.
He sometimes ate out with his family.
- Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.
Tom ate by himself even though he had hoped to eat with Mary.
- Tom Mary ile yemeği ummasına rağmen tek başına yedi.