He has a lot of ideas about running foreign workers.
- Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.
Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
The employees threatened to go on strike.
- İşçiler greve gitmekle tehdit etti.
Tom treats his employees generously.
- Tom işçilerine cömert davranır.
Tom treats his employees generously.
- Tom işçilerine cömert davranır.
The outraged employee resigned at once.
- Çileden çıkan işçi derhal istifa etti.
As businesses failed, workers lost their jobs.
- İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
A bad workman always blames his tools.
- Kötü bir işçi her zaman aletlerini suçlar.
A good workman always takes care of his tools.
- İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
It's important to unite as many workers as possible.
- Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
Tom is a real handyman.
- Tom gerçek bir becerikli işçi.
He has skill in handwork.
- Onun el işçiliği becerisi vardır.
These workmen are constructing a road.
- Bu işçiler bir yol inşa ediyorlar.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.