hatırlama

listen to the pronunciation of hatırlama
Турецкий язык - Английский Язык
reminiscence
recall

Try to recall what happened. - Ne olduğunu hatırlamaya çalış.

Tom said he couldn't recall. - Tom hatırlamadığını söyledi.

recollection

Tom only had a dim recollection of what Mary looked like. - Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.

remembrance

The event is worthy of remembrance. - Olay hatırlamaya değer.

anamnesis
remembering, recalling, recollecting
remember

She may not remember me, but I do remember her. - O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.

I never see this album without remembering my school days. - Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.

recall of
recollect

Tom only had a dim recollection of what Mary looked like. - Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.

hatırlamak
recall
hatırlamak
remember

I have to remember to buy some milk. - Biraz süt almayı hatırlamak zorundayım.

His name is very difficult to remember. - Onun adını hatırlamak çok zordur.

hatırlamak
{f} recollect
hatırlamak
to remember, to recollect, to recall, to think of sth
hatırlamak
occur to
hatırlamak
think back on
hatırlamak
bring to mind
hatırlamak
bear in mind
hatırlamak
come to mind
hatırlamak
reminisce about
hatırla
bear in mind
hatırla
{f} remembered

I remembered everybody. - Ben herkesi hatırladım.

Tom remembered the rabbits he used to raise. - Tom yetiştirdiği tavşanları hatırladı.

hatırla
occur to
hatırla
{f} recall

I can't recall her name at the moment. - Şu anda ismini hatırlayamıyorum.

Ken couldn't recall his name. - Ken onun ismini hatırlayamadı.

hatırla
{f} remembering

Tom admitted that he always has trouble remembering names. - Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.

Tom had trouble remembering what Mary looked like. - Tom Mary'nin nasıl biri olduğunu hatırlamada güçlük çekiyordu.

hatırla
remember

I can remember the warmth of her hands. - Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.

I never see this album without remembering my school days. - Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.

hatırlamak
call to mind
hatırlamak
look back
hatırlamak
think of
hatırlamak
recast
hatırlamak
coming back
hatırlamak
recall to
hatırlamak
think
hatırlamak
to recall
gecikmeli hatırlama
(Pisikoloji, Ruhbilim) delayed recall
görüntü hatırlama
afterglow
hatırla
recollect

Tom has no recollection of how he got his black eye. - Tom, gözünü kimin morarttığını hatırlamıyor.

Tom only had a dim recollection of what Mary looked like. - Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.

hatırlamak
recapture
hatırlamak
recur
hatırlamak
to remember, recall, recollect
hatırlamak
call up
kelime hatırlama
word retrieval
kelime hatırlama özürü
(Pisikoloji, Ruhbilim) word retrieval deficit
Турецкий язык - Турецкий язык
Hatırlamak durumuna konu olmak, anımsama: "İçinde bir hatırlama korkusu var."- P. Safa
Hatırlamak durumuna konu olmak, anımsama
tahattur
anımsama
Hatırlamak
çıkarmak
Hatırlamak
bulmak
Hatırlamak
anımsamak
Hatırlamak
tahattur etmek
Hatırlamak
(Osmanlı Dönemi) TAHATTUR
hatırlamak
Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, anımsamak
hatırlamak
Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, anımsamak: "Ben daha ona sual sormadan her şeyi hatırlamıştım."- S. F. Abasıyanık
hatırlama
Избранное