They worked hard in order to develop a new machine.
- Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
- Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
Sports are effective to cultivate friendship.
- Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.
All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place.
- Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
I'm prepared to do anything to better myself.
- Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken.
- İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.
They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
- Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
I would like to improve my English pronunciation.
- İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
We had hopes of developing tourism on a big scale.
- Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.