I'm sure Tom knows enough French to get by.
 - Tom'un geçinmek için yeterli Fransızca bildiğinden eminim.
I'm just trying to get by.
 - Ben sadece geçinmeye çalışıyorum.
Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
 - Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
Henry is old enough to support himself.
 - Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
 - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
 - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.