Tom'un eğlenmediği izlenimini aldım.
- I got the impression Tom wasn't having any fun.
Biz çok fazla eğlenmedik.
- We didn't have much fun.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- It is a lot of fun to listen to music.
O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
- He learnt the periodic table by heart just for fun.
O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi.
- He amused us with a funny story.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- Listening to music is lots of fun.
Motosiklete binmek eğlencelidir.
- It's fun to ride a motorcycle.
Herhangi biri Tom'un soyadını biliyor mu?
- Does anyone know Tom's family name?
Onların soyadı posta kutusunda yazılıdır.
- Their family name is written on their mailbox.
Watanabe benim aile adımdır.
- Watanabe is my family name.
Aile adınızın yazılımı nasıl?
- What's the spelling of your family name?
Yabancılarla alay etme.
- Don't make fun of foreigners.
Yabancılarla alay etme.
- Don't poke fun at foreigners.
Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu.
- Tom didn't think Mary's joke was funny at all.
Şakadan böyle bir şey yapmayın.
- Don't do such a thing in fun.