His ashes are buried here.
- Onun külleri burada gömülüdür.
We were looking for buried treasure.
- Gömülü hazineyi arıyorduk.
The secret remained buried in the grave of the famous philosopher.
- Sır ünlü filozofun mezarında gömülü kaldı.
Mary laid on her bed, crying with her face buried into her pillow.
- Mary yatağına uzandı, yüzü yastığına gömülü şekilde ağladı.