I hear it's buried under all that snow.
- Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.
I wonder who's buried in that tomb.
- O mezarda kimin gömülü olduğunu merak ediyorum.
Mary laid on her bed, crying with her face buried into her pillow.
- Mary yatağına uzandı, yüzü yastığına gömülü şekilde ağladı.
The secret remained buried in the grave of the famous philosopher.
- Sır ünlü filozofun mezarında gömülü kaldı.