Fransızcayı akıcı biçimde konuşmak istiyorum.
 - I'd like to speak French fluently.
Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.
 - She can speak French and she speaks it fluently.
Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
 - I heard her speaking English as fluently as a citizen of the USA.
Akıcı bir biçimde Fransızca konuşuyor gibi görünüyorsun.
 - You seem to speak French fluently.
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
 - He speaks English fluently.
Naomi kadar akıcı bir şekilde İngilizce konuşamam.
 - I can't speak English as fluently as Naomi.