Cows are more useful than any other animal in this country.
- İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
I hope this advice is helpful.
- Umarım bu tavsiye faydalıdır.
Do you think what I did was helpful?
- Yaptığımın faydalı olduğunu düşünüyor musun?
It has actually been beneficial.
- Aslında faydalı oldu.
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
It was a very rewarding experience.
- O çok faydalı bir deneyimdi.
I found that very rewarding.
- Onu çok faydalı buldum.
This may be of use to you.
- Bu sana faydalı olabilir.
This guidebook might be of use to you on your trip.
- Bu rehber kitap yolculuğunda sana faydalı olabilir.
The new road will benefit the people living in the hills.
- Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
There are many benefits to being beautiful.
- Güzel olmanın bir sürü faydası vardır.
He saw no advantage in waiting any longer.
- Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
She took full advantage of the opportunity.
- Fırsattan tam olarak faydalandı.
A wise person profits by his mistakes.
- Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
I found that the machine was of no use.
- Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
Personal computers are of great use.
- Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
It's good for your health to get up early in the morning.
- Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
Is eating fish good for you?
- Sizin için balık yemek faydalı mı?
Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
Demir çok yararlı bir metaldir.
- Demir çok faydalı bir metaldir.