Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

evidence that helps to prove a point or issue in a case

listen to the pronunciation of evidence that helps to prove a point or issue in a case
Английский Язык - Турецкий язык

Определение evidence that helps to prove a point or issue in a case в Английский Язык Турецкий язык словарь

relevant
konuyla ilgili
relevant
ilgili

Onun nasıl ilgili olduğunu anlamıyorum. - I don't see how that's relevant.

Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm. - I thought his opinion was relevant.

relevant
{s} konu ile ilgili

Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir. - The content of his speech is not relevant to the subject.

Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm. - I thought his opinion was relevant.

relevant
{s} alâkalı

Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır. - From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.

Yorumlar konuyla alakalı olmalıdır. - Comments must be relevant to the topic.

relevant
bağıntılı
relevant
yararlı
relevant
ilgili makamlar
relevant
(Dilbilim) ayırıcı
relevant
anlamlı
relevant
{s} konuyla ilgili, yerinde
relevant
{s} amaca uygun

Bu, amaca uygun olabilir. - This may be relevant.

relevant
münasebeti olan
relevant
anlamlı,ilgili
relevant
{s} uygun

Bu, amaca uygun olabilir. - This may be relevant.

Ben neyin uygun olduğunu bilirim. - I know what's relevant.

relevant
{s} güncel konularla ilgili; yararlı
relevant
relevancymünasebet
relevant
uygunluk
relevant
{s} to ile ilgili
Английский Язык - Английский Язык
relevant
evidence that helps to prove a point or issue in a case

    Расстановка переносов

    e·vi·dence that helps to prove a point or is·sue in a case

    Турецкое произношение

    evıdıns dhıt helps tı pruv ı poynt ır îşu în ı keys

    Произношение

    /ˈevədəns ᴛʜət ˈhelps tə ˈpro͞ov ə ˈpoint ər ˈəsʜo͞o ən ə ˈkās/ /ˈɛvədəns ðət ˈhɛlps tə ˈpruːv ə ˈpɔɪnt ɜr ˈɪʃuː ɪn ə ˈkeɪs/
Избранное