His speech deeply affected the audience.
 - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
Most living creatures in the sea are affected by pollution.
 - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
I was deeply impressed by the scenery.
 - Manzaradan derinden etkilendim.
The exhibition was very impressive.
 - Sergi çok etkileyiciydi.
His speech deeply affected the audience.
 - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
The event affected his future.
 - Olay onun geleceğini etkiledi.
Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.
 - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
 - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
Tom has been trying hard to impress his father.
 - Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
Tom did it just to impress Mary.
 - Tom sadece Mary'yi etkilemek için yaptı.
Imagination affects every aspect of our lives.
 - Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.
The unstable security situation in Syria also affects Turkey.
 - Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir.
Why should they try to influence him?
 - Neden onu etkilemek için çalışmalılar?