The permafrost is thawing.
- Kutuplardaki buz tabakası eriyor.
Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
- Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
Salt is used to thaw ice.
- Tuz buzu eritmek için kullanılır.
Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
- Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
During the war, they melted down a lot of bells.
- Savaş sırasında birçok çan erittiler.
When spring arrived, the snow melted.
- Bahar gelince kar eridi.
When ice melts, it becomes liquid.
- Buz erirse, sıvı olur.
These ice cubes will melt soon.
- Bu buz küpleri kısa sürede eriyecek.
Glaciers are melting because of global warming.
- Buzullar küresel ısınma nedeniyle eriyor.
America is often referred to as a melting pot.
- Amerika genellikle eritme potası olarak anılır.
He's a man of his word, so you can count on him.
- O sözünün eri bir adam, bu yüzden ona güvenebilirsin.
He is a man of his word, so if he said he'd help, he will.
- O sözünün eridir, bu yüzden yardım edeceğini söylediyse edecektir.
He ummed and erred his way through the presentation.