Tom Mary'nin kesinlikle işi kabul etmeyeceğini söylüyor.
- Tom says that Mary definitely won't accept the job.
Tom Fransa'da iken kesinlikle bir ya da iki sanat müzesini ziyaret etmeli.
- Tom should definitely visit an art museum or two while he's in France.
Ayrılmadan önce belirli bir planının olmasını istiyorum.
- I want you to have a definite plan before you leave.
Belirli bir artikel mi arıyorsun?
- Are you looking for a definite article?
Onun Amerika'ya gideceği açık.
- It is definite that he will go to America.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
- Tom should definitely go visit Mary next weekend.
Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
- Tom definitely knows exactly what happened.
Tamam, tamam, dedi doktor. Ben kesinlikle ona bir göz atacağım.
- Okay, okay, said the doctor. I'll definitely take a look at her.
The mother definitely has love for her child.
... one, how did you decide that I'm definitely going to do that? ...
... play has definitely gone up in the last three or four years. ...