Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.
- A recent survey shows that the number of smokers is decreasing.
Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
- I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Müzik evrensel bir dildir.
- Music is a universal language.
Klasik müzik dinlemeyi severim.
- I like to listen to classical music.
O gelenek azalmaktadır.
- That custom is on the decrease.
Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
- The population of the town decreases year by year.
Çocukların da azalması garip değil mi?
- It isn't strange that children decrease, too?
Fransız şirketlerin rekabeti azalmaya devam etmektedir.
- The competitiveness of French companies continues to decrease.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı.
- Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.
Bu ilaç ağrını azaltacak.
- This medicine will decrease your pain.
Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
- I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
Bu ilaç ağrını azaltacak.
- This medicine will decrease your pain.
Pirinç üretimi azaldı.
- Production of rice has decreased.
Tom notaları okuyamaz.
- Tom can't read sheet music.
Müzik notalar arasındaki sessizliktir.
- Music is the silence between the notes.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.