Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

can; allow; be possible; wish, would that

listen to the pronunciation of can; allow; be possible; wish, would that
Английский Язык - Турецкий язык

Определение can; allow; be possible; wish, would that в Английский Язык Турецкий язык словарь

may
{f} mümkün olmak
may
{f} ebilmek
may
{f} abilmek
may
{f} olası olmak
may
bilmek

Bizim her an ölebilir olduğumuzu bilmek üzücü. - It's sad to know that we may die any moment.

Belki bilmek istemiyorum. - Maybe I don't want to know.

may
yardımcı f. (might) -ebilmek, -meli, -malı (İzin/olanak/olasılık belirtir.): May I have a drink of water? Bana bir bardak su verir misin? He
might
-malı
might
-ebilir
might
{i} güç

En güçlü imparatorlukların bile sonu gelir. - Even the mightiest of empires comes to an end.

Kalem kılıçtan daha güçlüdür. - The pen is mightier than the sword.

might
{i} zor

Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin. - If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.

Zor zamanlarda, insanlar geziye gitmek istemeyebilir fakat iyi kahve için fazla ödemeye istekli olabilirler. - During hard times, people might not go on a trip, but they might be willing to pay extra for good coffee.

may
Mayıs

Nisan yağmurları mayıs çiçeklerini getirir. - April showers bring May flowers.

Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi. - According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.

may
akdiken çiçekleri
may
(olasılık belirtir) -ebilmek
may
(izin belirtir) -ebilmek
may
(dilek belirtir) --ir inşallah
might
(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek
might
kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might
{f} olası olmak
Английский Язык - Английский Язык
{f} may
{f} might