Tom nodded his head a few times.
- Tom bir kaç kere başını salladı.
We almost got caught a few times.
- Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.
It took me several hours to write it.
- Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
My father bought some CDs for my birthday.
- Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
I visited Romania a few years ago.
- Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
- Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
I visited Romania a few years ago.
- Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
Only a few people understood me.
- Sadece birkaç kişi beni anladı.
Could you lend me your bicycle for a couple of days?
- Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
A number of friends saw him off.
- Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.
- Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.
There were multiple disclaimers at the start of the video.
- Videonun başında birkaç feragatname vardı.
A number of passengers were injured.
- Birkaç yolcu yaralandı.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
You're one of the few friends I have.
- Sen sahip olduğum birkaç arkadaştan birisin.
Tom was among the few who stayed and helped.
- Tom kalan ve yardım eden birkaç kişinin arasındaydı.
If you have any interesting books, lend me some.
- İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.
You must not eat anything for a few days.
- Birkaç gün bir şey yememelisin.