bir kaç

listen to the pronunciation of bir kaç
Турецкий язык - Английский Язык
a few

The man passed away a few hours ago. - Adam bir kaç saat önce vefat etti.

We were in Boston last month for a few days visiting Tom. - Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.

a number of
a small number of
birkaç
several

The temperature fell several degrees. - Sıcaklık birkaç derece düştü.

Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head. - Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.

birkaç
some

My mother made some new clothes. - Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth. - Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

birkaç
{s} a few

Only a few people showed up on time. - Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.

Only a few people understood me. - Sadece birkaç kişi beni anladı.

birkaç
few

You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago. - Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.

I visited Romania a few years ago. - Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.

birkaç
couple

I've seen a couple of Kurosawa's films. - Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.

Tom has a couple of friends in Boston. - Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.

birkaç
number of

A number of friends saw him off. - Birkaç arkadaş onu uğurladılar.

A number of students are absent today. - Bugün birkaç öğrenci eksik.

birkaç
deux
birkaç
multiple

The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court. - Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.

There were multiple disclaimers at the start of the video. - Videonun başında birkaç feragatname vardı.

birkaç
one or two
birkaç
a number of

A number of students are absent today. - Bugün birkaç öğrenci eksik.

A number of friends saw him off. - Birkaç arkadaş onu uğurladılar.

birkaç
the few

The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth. - Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.

Tom was among the few who stayed and helped. - Tom kalan ve yardım eden birkaç kişinin arasındaydı.

birkaç
few of
birkaç
several of
bir sonraki yarışta kaç tane bahis yatırılabilir
How many bets can one make on the next race
birkaç
a few, some, several
birkaç
leveret
birkaç
{s} sundry
birkaç
any

If you have any interesting books, lend me some. - İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.

Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death. - Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение bir kaç в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Birkaç
üç dört
birkaç
Çok olmayan, az sayıda, az: "Sade birkaç, nöbetçi görünüyordu."- Y. K. Beyatlı
birkaç
Çok olmayan, az sayıda, az