- Определение begin в Английский Язык Турецкий язык словарь
- başlamak Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım. -I think I have to begin working on my homework. 
 Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır. -To be surprised, to wonder, is to begin to understand. 
 
-  {f} başlatmak
- başla Yağmur başlamadan önce geri dönelim. -Let's go back before it begins to rain. 
 Okul dokuzda başlar ve altıda biter. -School begins at nine and is over at six. 
 
- vücut bulmak 
- ihdas etmek 
- zuhur etmek 
-  {f} girişmek
- ön ayak olmak 
- başlangıç Başlangıç işin en önemli kısmıdır. -The beginning is the most important part of the work. 
 O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. -At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. 
 
- atılmak 
- açmak 
- adım atmak 
- çığır açmak 
- bismillah demek 
- başlama Yağmur başlamadan önce geri dönelim. -Let's go back before it begins to rain. 
 Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır. -To be surprised, to wonder, is to begin to understand. 
 
-  {f} koyulmak
-  {f} doğmak
-  {f} meydana gelmek
-  {f} (be.gan, be.gun, --ning)
-  {f} önayak olmak
- ilk adımı atmak meydana gelmek 
- yüz tutmak 
- beginning
- başlangıç O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. -At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. 
 İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar. -A good beginning makes a good ending. 
 
- beginning
-  {i} baş Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak. -She will arrive in Tokyo at the beginning of next month. 
 O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. -At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. 
 
- begin a new season
- perdelerini açmak 
- begin to play
- vizyona girmek 
- begin with
-  (Konuşma Dili) en başta
- begin a business
-  (Ticaret) bir işe başlamak
- begin a business
-  (Ticaret) işyeri açmak
- begin a career
- meslek hayatına atılmak 
- begin a career
- kariyere başlamak 
- begin a group
-  (Bilgisayar) grup başlat
- begin a group
-  (Bilgisayar) gruba başla
- begin a quest
- arayış içine girmek 
- begin afresh
- yeniden başlamak 
- begin again
- baştan almak (işi/konuyu) 
- begin an operation
- operasyon düzenlemek 
- begin an operation
- operasyon başlatmak 
- begin beat
- girişmek 
- begin check
-  (Bilgisayar) denetleme başlangıcı
- begin date
-  (Bilgisayar) başlangıç tarihi
- begin decline
- zevale yüz tutmak 
- begin dictation
-  (Bilgisayar) dikte etmeye başla
- begin erase
-  (Bilgisayar) silmeyi başlat
- begin freeform
-  (Bilgisayar) serbest formu başlat
- begin legal action against
-  (Kanun) yasal işlem başlatmak
- begin legal action against
-  (Kanun) yasal yollara başvurmak
- begin message on cover
-  (Bilgisayar) iletiye kapakta başla
- begin one's career
- kariyerine başlamak 
- begin print job
-  (Bilgisayar) yazdırma işine başla
- begin print job
-  (Bilgisayar) yazdırma işini başlat
- begin production
- üretime geçmek 
- begin quarreling
- kavgaya tutuşmak 
- begin scan
-  (Bilgisayar) taramayı başlat
- begin searching
-  (Bilgisayar) aramaya başla
- begin size
-  (Bilgisayar) başlangıç boyutu
- begin studies
- çalışmalara başlamak 
- begin style
-  (Bilgisayar) başlangıç stili
- begin time
-  (Bilgisayar) başlangıç saati
- begin time
-  (Bilgisayar) başlama zamanı
- begin to act crazily
- çılgınlaşmak 
- begin to be forgotten
- unutulmaya yüz tutmak 
- begin to develop
- filizlenmek 
- begin to enjoy prosperity
- feraha çıkmak 
- begin to fight
- savaş açmak 
- begin to go well
- adama dönmek 
- begin to go well
- bir adama benzemek 
- begin to grow
- terlemek 
- begin to hope
- umutlanmak 
- begin to loathe
- ikrah getirmek 
- begin to make sense
- anlamlı gelmeye başlamak 
- begin to mourn
- mateme girmek 
- begin to scream
- feryadı basmak 
- begin to speak
- söz almak 
- begin to suspect
- şüpheye düşmek 
- begin to talk
- dillenmek 
- begin to use
- kullanıma başlamak 
- begin to work
- hayata atılmak 
- begin to worry
- endişeye kapılmak 
- begin to worry
- endişelenmeye başlamak 
- begin with
-  (Konuşma Dili) başlangıçta O, başlangıçta bir şeyi ne kadar severse sevsin bir süre sonra ondan sıkılacaktır. -He soon grows tired of a thing regardless of how much he liked it to begin with. 
 
- begin with
- evvela 
- begin with
-  (Konuşma Dili) ilk neden olarak
- begin with
-  (Konuşma Dili) başlangıç olarak
- begin works
- çalışmalara başlamak 
- begin to flag
- yorulmaya başla 
- begin to seem older
- yaşlı gözükmeye başla 
- begin a new season
- yeni bir sezona başlamak 
- begin of
- başlamadan 
- begin of life
- yaşam başlayacak 
- begin (of pain)
- ağrının başlaması 
- begin at the wrong end
- tersi den başlamak 
- begin morning civil twilight
-  (Askeri) sabah alacakaranlık başlangıcı, sabah deniz tanı başlangıcı
- begin morning nautical twilight
-  (Askeri) sabah alacakaranlık başlangıcı, sabah deniz tanı başlangıcı
- begin spell
-  (Askeri) HARF GRUBU BAŞLIYOR: Kriptografide; müteakip grupların harf grupları olduğunu gösteren bir kod grubunun açık karşılığı
- begin spell
-  (Askeri) harf grubu başlıyor
- begin to seem older
- yaşlı gözükmeye başlamak 
- begin to walk
- ayaklanmak 
- begin with
-  (Fiili Deyim ) ile başlamak
- before you begin
- başlamadan önce 
- began
- başla Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. -He began his meal by drinking half a glass of ale. 
 Esperanto öğrenmeye başladınız. -You began to learn Esperanto. 
 
- began
- başlamak Yağmur yağmaya başladığında biz başlamak üzereydik. -We were about to start, when it began to rain. 
 
- begin with
- ilk önce 
- begin with
- bir kere 
- begin with
- ilk olarak 
- begin with
-  (Konuşma Dili) öncelikle Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz. -His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure. 
 Öncelikle, bu bir yalan. -To begin with, this is a lie. 
 
- beginning
- başlangıç noktası 
- beginning
- neşet 
- beginning
- başlayarak Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız. -Beginning next week, we'll be using a new textbook. 
 
- beginning
- milad 
- beginning
- evvel 
- beginning
- esas 
- begun
- başlamış O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı. -She had begun to recede in my memory. 
 Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı. -The French and Indian War had begun. 
 
- beginning
-  {f} başla Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır. -Birth is, in a manner, the beginning of death. 
 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. -In the beginning God created the heaven and the earth. 
 
- beginning
- başlangıç çekidi 
- begun
- başla Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı. -My memory of her has begun to recede. 
 Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı. -When we went to the hall, the concert had already begun. 
 
- to begin with
- ilk neden olarak 
- to begin with
- evvela 
- to begin with
- bir kere 
- began
- başlardı 
- begins
- başlar Sabah ibadeti saat on birde başlar. -Morning worship begins at eleven o'clock. 
 Yardımseverlik evde başlar. -Charity begins at home. 
 
- begins
- başlıyor 
- commence, begin, start
- başlayacak olup, başlamak start 
- autoformat begin
-  (Bilgisayar) otomatik biçim başlat
- began
- f., bak. begin 
- beginning
- menşe 
- beginning
- mebde 
- beginning
-  {i} köken
- beginning
-  {s} ilk İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum. -At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now. 
 O zaman ilkbaharın başlangıcıydı. -It was then the beginning of spring. 
 
- beginning
-  {i} kaynak Kaynaklar tükenmeye başlıyor. -The supplies are beginning to give out. 
 
- beginning
- mübaşeret 
- beginnings
- baş Bütün başlangıçlar zordur. -All beginnings are difficult. 
 Aşkta, sadece başlangıçlar vardır. -In love, there are only beginnings. 
 
- beginnings
- bağ 
- beginnings
- esas 
- begun
- f., bak. begin 
- move to line begin
-  (Bilgisayar) satır başına taşı
- move to paragraph begin
-  (Bilgisayar) paragraf başına taşı
- not begin with
-  (Bilgisayar) ilk karakter farklı
- when does boarding begin
- uçağa ne zaman bineceğiz 
- when does the game begin
- oyun kaçta başlayacak 
- when does the match begin
- maç kaçta başlayacak 
- when does the race begin
- at yarışı kaçta başlayacak