Sen gelmeden önce ben zaten çıkmıştım.
- By the time you came back, I'd already left.
Zaten Çince yazabiliyorum.
- I can already write in Chinese.
Halihazırda daha iyi hissediyorum.
- I already feel much better.
Tren çoktan hareket etti.
- The train has already left.
Ben istasyona vardığımda, tren çoktan hareket etmişti.
- The train had already started when I got to the station.
Önceden kitabı okudun?
- You've already read the book?
Tim'i bulamıyorum, o önceden gitti mi?
- I can't find Tim. Has he gone already?
Zaten işte olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be at work already?
Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.
- His mother was already home from work and had supper prepared.
Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
- The student has already solved all the problems.
Tom o sınıfa daha önce kaydoldu.
- Tom has already signed up for that class.
Ben zaten biletimi aldım.
- I've already bought my ticket.
Saat dokuz oldu bile.
- It is already nine o'clock.
Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- My son can already count up to one hundred.
Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- My son can already count to one hundred.
Dil sınıfı için kompozisyonunu halen bitirmedin mi?
- Have you already finished your composition for language class?
Kuzenim halen dört yaşında.
- My cousin is already four years old.