She did nothing but look around.
- O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.
During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
- Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
Tom looked around, but didn't see anyone.
- Tom etrafına bakındı ama kimseyi görmedi.
See the footnote on page 5.
- Sayfa beşteki dipnota bakın.
No, thank you. I'm just looking around.
- Hayır, teşekkürler. Sadece etrafa bakınıyorum.
Look at that pretty little girl.
- O güzel küçük kıza bakın.