bakınmak

listen to the pronunciation of bakınmak
التركية - الإنجليزية
look around

During my childhood, I used to come here frequently, look around and think. - Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.

She did nothing but look around. - O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.

look about
prov. to be examined by (a medical doctor, a midwife, etc.)
to look around, look about, gaze about, look in several directions (often used with etrafına)
bakın
see

See that my children behave well at school. - Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.

Tom looked around, but didn't see anyone. - Tom etrafına bakındı ama kimseyi görmedi.

bakın
look

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

I think I'll look around a little more. - Etrafıma biraz daha bakınmayı düşünüyorum.

bakın
vide
dört yanına bakmak/ yana bakınmak
to look all around
etrafına bakınmak
to look around
merakla bakınmak
rubberneck
merakla bakınmak
rubber
oraya buraya bakınmak
poke about
التركية - التركية
Bakma işi yapılmak, çevreye göz gezdirmek, araştırmak
Muayene olmak
bakınma
Bakınmak işi
bakınmak
المفضلات