Tatoeba.org is offline for maintenance.
- Tatoeba.org bakımdan dolayı çevrimdışıdır.
Our website is offline for scheduled maintenance. We expect to be back online by 2:30 GMT.
- Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2.30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz.
Taking care of the baby is my job.
- Bebeğin bakımı benim görevim.
The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
In this respect, you're right.
- Bu bakımdan haklısın.
I think country life is superior to city life in some respects.
- Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
Tom was put in a nursing home.
- Tom bir bakımevine kondu.
The blind nurse devoted herself to caring for the elderly.
- Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.
Babies need a lot of care.
- Bebeklerin bakıma çok ihtiyacı vardır.
He is a gentleman in every way.
- O, her bakımdan bir beyefendidir.
Your opinions are right in a way.
- Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
The car needs a service.
- Arabanın bakıma ihtiyacı var.
I took my car to have it serviced today.
- Bugün arabamı bakım yaptırmaya götürdüm.
TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
- TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
Tom needs to get medical attention.
- Tom'un tıbbi bakım alması gerekiyor.
You require medical attention.
- Tıbbi bakıma ihtiyacın var.
He is inclined to look at everything from the standpoint of its practicality and is neither stingy nor extravagant.
- O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.
Maintaining that tie is important.
- O kravata bakım yapmak önemlidir.
bebek bakım ünitesi var olan okullar özellikle evli öğrenciler için açılmalı.
Tom is still in intensive care.
- Tom hâlâ yoğun bakımda.
Tom worked in intensive care.
- Tom yoğun bakımda çalışıyordu.