bakışta

listen to the pronunciation of bakışta
Турецкий язык - Английский Язык
at glance
bak
check it out
ilk bakışta
at first glance

Now I see that I misunderstood the sentence at first glance. - Şimdi, ilk bakışta cümleyi yanlış anladığımı görüyorum.

I recognized Mr Jones at first glance. - İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım.

bak
look at

Meg didn't even look at me. - Meg bile bana bakmadı.

Every time I look at this picture, I think of my father. - Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Look into that, would you? - Onun içine bak, ne dersin?

By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek. - Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.

bak
look after

She asked me to look after her baby in her absence. - Onun yokluğunda bebeğine bakmamı rica etti.

Lucy's mother told her to look after her younger sister. - Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Many nights did he spend, looking up at the stars. - O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

bak
{f} face

She has an absent look on her face. - Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

bak
have one's wits about one
ilk bakışta aşk
Love at the first sight
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
bir bakışta
at a (single) glance
bir bakışta
at a glance

I knew at a glance that he was an honest man. - Onun dürüst bir adam olduğunu bir bakışta bildim.

He saw at a glance that his daughter had been crying. - O, kızının ağladığını bir bakışta gördü.

bir bakışta kavramak
review
ilk bakışta
(Hukuk) prima facie
ilk bakışta
at first sight

I recognized her at first sight. - Ben onu ilk bakışta tanıdım.

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

ilk bakışta olan
prima facie
ilk bakışta tanıma
recognition at a glance
Английский Язык - Английский Язык

Определение bakışta в Английский Язык Английский Язык словарь

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение bakışta в Турецкий язык Турецкий язык словарь

BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bakışta в Английский Язык Турецкий язык словарь

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi