Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

away from a given goal

listen to the pronunciation of away from a given goal
Английский Язык - Турецкий язык

Определение away from a given goal в Английский Язык Турецкий язык словарь

wide
{s} bol

Orijinal qipao geniş ve boldu. - The original qipao was wide and loose.

Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır. - A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.

wide
{s} geniş

Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu. - When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.

Mississippi Nehri derin ve geniştir. - The Mississippi River is deep and wide.

wide
{s} geniş; engin: a wide road geniş bir yol. This road's twenty meters wide. Bu yolun genişliği yirmi metre
wide
{s} yaygın

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir. - Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.

Onun adı yaygın olarak biliniyordu. - His name was becoming widely known.

wide
{s} ferah
wide
açığa
wide
yanılmış
wide
vasi
wide
açıkta
wide
açık

Kapı sonuna kadar açıktı. - The door was wide open.

Arka kapı sonuna kadar açık. - The back door's wide open.

wide
dilb geniş
wide
top wide of the mark nişandan uzak
wide
{s} büyük

İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır. - There is a wide gap in the opinions between the two students.

wide
iyice
wide
tamamen

Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum. - For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.

Henüz tamamen uyanık değilim. - I'm not wide awake yet.

wide
geniş bir alanı kaplayan
wide
ardına kadar

Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu. - Fadil found the door wide open.

Tom gözlerini ardına kadar açtı. - Tom opened his eyes wide.

wide
(sıfat) geniş, enli, büyük, kapsamlı, engin, yaygın, ferah, bol, ardına kadar açık
wide
alabildiğine
wide
{s} geniş, kapsamlı
Английский Язык - Английский Язык
wide

The arrow fell wide of the mark.

away from a given goal

    Расстановка переносов

    a·way from a giv·en goal

    Турецкое произношение

    ıwey fırm ı gîvın gōl

    Произношение

    /əˈwā fərm ə ˈgəvən ˈgōl/ /əˈweɪ fɜrm ə ˈɡɪvən ˈɡoʊl/
Избранное