We don't have time to search every room carefully.
- Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
He came to Tokyo in search of employment.
- İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
A committee has been set up to investigate the problem.
- Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
You have to investigate that problem.
- O sorunu araştırmak zorundasın.
Professor Kay has been studying insects for forty years.
- Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
- Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
Private detectives were hired to look into the strange case.
- Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
They agreed to look into the causes of the accident.
- Onlar kazanın nedenlerini araştırmak için anlaştılar
I don't want to go through this again.
- Bunu tekrar araştırmak istemiyorum.
I'd really like more time to research this.
- Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
He ordered them to survey population growth.
- Onlara nüfus artışını araştırmalarını emretti.
A survey shows that many businessmen skip lunch.
- Bir araştırma birçok iş adamının öğle yemeğini atladığını göstermektedir.
The investigation is ongoing.
- Araştırma devam ediyor.
How is the investigation's going?
- Araştırma nasıl gidiyor?
She went in search of a doctor for her sick baby.
- O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.
- Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
- Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.
- Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
Tom devoted his whole life to studying sharks.
- Tom bütün hayatını köpek balıklarını araştırmaya adadı.
Tom is an investigative reporter.
- Tom bir araştırmacı muhabirdir.
Tom is an investigative journalist.
- Tom bir araştırmacı gazetecidir.
This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.
- Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
- O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
They explored the desert in quest of buried treasure.
- Onlar gömülü hazine arayışında çölü araştırdı.
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
- O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel.
- Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.
From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration.
- Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.
The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy.
- Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.
A committee has been set up to investigate the problem.
- Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
The research institute was established in the late 1960s.
- Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
He says he will inquire into the matter.
- Konuyu araştıracağını söylüyor.
Private detectives were hired to look into the strange case.
- Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
- Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
The explorers began to suffer from a severe lack of food.
- Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.
The geologists explored for oil on our farm.
- Jeologlar çiftliğimizde petrol için araştırma yaptılar.
What kind of research does the organization do?
- Organizasyon ne tür araştırma yapar?
This technology will open up a whole new avenue of research.
- Bu teknoloji araştırma ile ilgili yepyeni bir cadde açacaktır.