Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
- Ebeveynlerinin görüşü onun kazancını aptal bir kıza harcadığı idi!
Everything too stupid to say is sung.
- Söylenemeyecek kadar aptalca olan her şey söylenir.
It was stupid of you to believe in him.
- Ona inanmakla aptallık ettin.
Life is as a box of matches. Treating it cautiously is foolish, not treating it cautiously is dangerous.
- Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir.
They said the deal was foolish.
- Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.
Don't call that student a fool.
- O öğrenciye aptal deme.
A fool and his money are soon parted.
- Aptal parasını çabuk harcar.
I thought you were a dummy.
- Ben senin bir aptal olduğunu düşünüyordum.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
Not all blondes are dumb.
- Tüm sarışınlar aptal değildir.
The world is full of dumb people.
- Dünya aptal insanlarla dolu.
It sounds a bit goofy.
- O biraz aptal görünüyor.
Tom looks really goofy today.
- Tom bugün gerçekten aptal görünüyor.
This imbecile has sharp teeth.
- Bu aptalın keskin dişleri var.
It's better to be alone than with some dumbass by your side.
- Yalnız olmak yanında birkaç aptalla birlikte olmaktan daha iyidir.
What do you say we ditch this bozo and have some fun?
- Bu aptaldan kurtulup biraz eğlenmeye ne dersiniz?
Tom didn't want to make a fool of himself.
- Tom kendini aptal yerine koymak istemedi.
Is it hard to fool you?
- Seni aptal yerine koymak zor mu?
We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
- Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
Law doesn't protect the fools.
- Kanun aptalları korumaz.